Ordu’da savcıya yönelik şiddet olayı konusu
“Savcımıza ve ailesine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. O gece olayın hemen akabinde duyduğumuzda kendilerini aradık. Durumun öyle olmadığını aslında kendisinden o gece öğrenmiştik.
Tabii bebeğin yere düşerek yaralanması bizi üzgü geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Bu tür olaylar hoş olaylar değil. Bir soruşturma sürüyor. Olayın gelişi, kimler suçlu o noktada gerekli kararı verecek olanlar da oradaki yargı makamlarıdır.”
Instagram’a uygulanan erişim engeli konusu
“Bilgi ve Teknoloji Kurumu, Ulaştırma Bakanlığımıza bağlı bağımsız bir kuruluş. BTK’nın yetkileri var. 2007 yılında yürürlüğe giren İnternet Ortamındaki Yayınların Düzenlenmesine ilişkin kanunumuz var. Bu kanunda erişim sağlayıcılara, internetle ilgilenen kuruluşlara yönelik çeşitli sorumluluklar var. BTK’ya verilen yetkiler çerçevesi içerisinde gerçekleştirilen bir durum söz konusudur. Katalog Suçlar dediğimiz suçlar söz konusu olduğunda bu yayının durdurulma adına BTK başkanına verilmiş bir yetki var.
Türkiye Cumhuriyet bir hukuk devletidir, herkes kurallara uyacak dolayısıyla hiç kimsenin bir ayrıcalığı yok. BTK’nın vermiş olduğu karar Katalog Suçlarla ilgili olduğu ifade edildi. Hangi yayınları içerdiğine ilişkin sosyal medya şirketine bildirimde bulunulmuştur. Sosyal medya şirketi de BTK’nın kapatmaya gerekçe gösterdiği yayınları erişimden çıkartırsa zaten sorun ortadan kalkar. Ulaştırma bakanımızın da yapmış olduğu açıklamada henüz bu yayınların erişime açık olduğu ve Instagram’ın açılmasıyla ilgili bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.
Bu konuda yargı makamlarına iletilen hususlar var. Kapatma kararıyla ilgili idari yargıda açılan davalar var. Bu davalar birleştirilerek idareden hangi gerekçeyle kapatma kararı verildiğine yönelik bir savunma alınacak sonrasında da yargımız bu konuda kararı verecektir. Sosyal medya şirketleri de Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına uymak durumundadırlar. Her şey hukuk çerçevesi içerisinde gerçekleşir. Basın özgürlüğü konusunda sonuna kadar varız ama sosyal medya aracılığıyla suç işlenmesinin önlenmesi de hukuk devletinin görevidir.
Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği husus çok önemli; özellikle Heniyye’nin öldürülmesi konusunda başsağlığı dileyen vatandaşlarımızın paylaşımlarına engel konuldu. Dolayısıyla siz sosyal medya şirketi olarak bazı paylaşımlara izin verecek bazılarına izin vermeyecekseniz o zaman özgür bir ortam değilsinizdir. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hassasiyetlerine de uygun yayın yapmak zorundasınız. Cumhurbaşkanımızın bahsettiği budur.”
İsrail’in soykırım davasına Türkiye’nin katılması konusu
"Cumhurbaşkanımız kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, 7 Ekim’de Uluslararası Adalet Divanı’nında, Güney Afrika’nın başlatmış olduğu soykırımın ihlali ile ilgili İsrail’in yargılandığı davaya müdahil dilekçemizi vereceğimizi aktarmıştı. Bu müdahale kararı alındı, dilekçe sunulacak.
7 Ekim’den bu yana Filistin’de 40 binden fazla insan hayatını kaybetti. Orada bir toplum Müslüman olduğu gerekçesiyle soykırıma tabii tutuldu. Soykırım suçunun bütün unsurları İsrail tarafından Gazze’de gerçekleşti. UAD’da başlayan yargılamaların ilk duruşmalarınsa tedbir kararı alınmıştı. Aslında bu Uluslararası Adalet Divanının, İsrail’in soykırım yaptığına ilişkin en önemli tespitti çünkü tedbir kararı soykırımın önlenmesine ilişkin bir karardı.
Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısı en son Netanyahu hakkında yakalama ve tutuklamaya yönelik karar çıkardı. Tabii bunun da icra kabiliyetinin olmadığını görüyoruz. Hakkında yakalama kararı olan bir Başbakan, Amerikan Kongresinde konuşma yapıp alkışlanabiliyor. Bunlar da demokrasiyi, insan haklarını savunduğunu söyleyen kişilerin maalesef etkisizliğini görüyoruz. Türkiye buna rağmen her platformda hakkı, adaleti savunmaya güçlü bir şekilde devam edecek. Bu dilekçemiz de bunun bir göstergesidir."
Hibya Haber Ajansı