Düden Çayı’nda Yoğun Köpüklenme: Antalya’da Çevre Sorunları Tekrarlanıyor

Antalya’nın doğal güzellikleri arasında yer alan Düden Çayı’nda, son yıllarda çevresel sorunlar artış gösterdi. Özellikle 2021 yılında kimyasal atık karışması sonucu kötü koku ve balık ölümleriyle gündeme gelen çay, bu yıl yine benzer bir çevre sorunu ile karşı karşıya kaldı. Geçtiğimiz hafta Yukarı Düden Şelalesi ve Aşağı Düden Şelalesi’nde yoğun köpüklenme görüldü.

Köpüklenme Sebebi Belirsiz

Çay kenarında bir balık restoranı işleten Miraç Karaçal, olayın detaylarını paylaştı: “Geçen hafta saat 23.45 civarında sudan yoğun şekilde köpük geldi. Videolarını çektik ve hemen sudan numune alıp, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü yetkililerine bildirdik. İl Müdürlüğü’nden ekipler ertesi gün gelip inceleme yaptı ve alınan numuneler incelenmek üzere götürüldü. Sonucuyla ilgili şu an bilgimiz yok.” Karaçal, bu kez kötü koku veya suda bulanıklık olmadığını ancak yoğun köpüklenme görüldüğünü belirtti.

Geçmişte Yaşanan Çevre Sorunları ve Yaptırımlar

2021 yılında Yukarı Düden Şelalesi’nde meydana gelen kirlilik nedeniyle binlerce balık ölmüş ve yapılan incelemeler sonucunda çaya kimyasal atık karıştığı tespit edilmişti. Bu olayın ardından, 22 işletmeye toplamda 5 milyon 511 bin 284 TL idari para cezası kesildi. Bununla birlikte, bir yıl sonra yine kötü koku ve bulanıklık rapor edildi, bu da çevresel sorunların tekrarladığını gösterdi.

Köpüklenmenin Kaynağı Araştırılıyor

Düden Çayı’nda meydana gelen bu son köpüklenme olayının nedeni henüz kesin olarak belirlenemedi. Balık restoranı sahibi Karaçal, daha önce kanal boyunca halı fabrikalarının bulunduğunu ve atık su bağlantısı olmayanların ASAT (Antalya Su ve Atıksu İdaresi) tarafından kontrol edildiğini ifade etti. “Ancak kapalı olanlar, sonradan açılmış olabilir veya başka bir işletmeden kaynaklanıyor olabilir” dedi.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün numuneler üzerinde yaptığı incelemelerin sonuçları bekleniyor. Düden Çayı’ndaki çevre sorunlarının devam etmesi, bölgenin doğal kaynaklarını tehdit ederken, yetkililerin daha sıkı denetimler ve cezai yaptırımlarla benzer olayların önüne geçmesi gerektiğini gösteriyor.